Popüler Yayınlar

31 Temmuz 2011 Pazar

üniversite yılları...

Çok uzak değil sene 2006 üniversiteye yeni başlamışım birde sağlam bi arkadaş edinmiş ( sonradan kardeşim oldu) ikimizde aynı kafadan giriyoruz kantine acemiliğimizi belli etmeden müzik kutusuna gidip aynı şarkıyı çalıp duruyoruz durmadan da eşlik ediyoruz, yukarda ders varmış umrumuz mu?
O zamanlar saçlarım kıpkırmızı kısa sedanında topuzu sabit beni kırmızı kız diye onuda topuzlu kız diye anlatıyorlar yurda da okulada beraber gidiyoruz yediğimiz yemekler bile bir ( sonrasında dalga geçeceğimiz meşhur kahvaltılarımız bile bir simit ,bal ,reçel, terayağ, peynir, zeytin ne varsa çoğuda kalır yiyemez atardık ya hani) sonra odaya gıdıyoruz oda odada bir sınıf arkadaşımız daha var ama o yaşça küçük olduğundan ailesinden kopamamış ( sonradan ev arkadaşım olacak ikinci kardeşim) birde abla var 3.sınıf pek arkadaşı yok sürekli ders çalışıyor ... Odada altı yatak var ikisi boş şansımıza altı dolap bir masa iki sandalye var birde kyk damgalı ( bir yıl anca dayanabiliyorum burda kalmaya) kış geceleri cehennem gibi sıcak oluyor yurt nefesimizle bile ısınır hoş ama sabah kalkınca ilk işim camı açmak buz gibi havayı solumak oluyor...Yurtta yaşamak zor oluyor git gide  ailelere usul usul dert yanılıyor eve çıkabilmek için ...Yurduda sevmiyor değiliz hani sık sık kesilen elektriklerde korku filmi anlatmayı, tenis odasına gidip dedikodu yapmayı , sabah tost sırasına isim yazdırmayı, bahçede uçuruma bakıp sezen aksu şarkıları söylemeyi, odada minnacık masada ev kahvaltısı yapmayı, hepsini seviyor ve hala özlüyorum bir şarkı neleri hatırlattı bana...

Hiç yorum yok: