Popüler Yayınlar

5 Aralık 2017 Salı

Burada bir yerdesin biliyorum

İçerde bir yerde hissediyorum
Gün geçtikçe hatta umudunu kaybettikçe yaklaşıyorum
Burada bir yerdesin ...
Dağınık eşyaların arasında
 Belkide her biri ayrı keskin cam kırıklarının arasında
Buradasın biliyorum
Derinde bir yerde ,
Yaklaşık
Evet hemde çok
Biraz daha umut
Biraz daha aşk
Buradasin
Kaybolma daha çok
Yoruluyorum ...

4 Aralık 2017 Pazartesi

Halil Cibran 💕

Şarkı söyleyin, dans edin, eğlenin birlikte, ama ikinizin de birer yalnız olduğunu unutmayın .
Çünkü lavtadan dağılan müzik aynı ama nağmeleri çıkaran teller farklıdır.

Ermiş, Halil Cibran

8 Kasım 2017 Çarşamba

Tanrım kötü kullarını sen affetsen ben affetmem

Tabii işin özü hiç böyle değil ,
Bütün zalim olanları ,
Her daim çıkarları için hareket eden .
Yüzüne canım , ardından canın ciksinları
Ben
Ben bağışlar
Affeder
Yoluma devam ederim 🙏

14 Ekim 2017 Cumartesi

İpin ucu kaçarsa ☝️

Taşınmak ne zor şeysin sen 🙄
Ve diğer şeyler gibi
Gün geçtikçe zor ve manasini yitiren değerler arasında bir Dilem 🙌

4 Ağustos 2017 Cuma

Merak eden okurlara!!!

Merhaba sevgili okurlar,
Teyze olduktan sonra beni merak edenler varmış ♥️
Asu ada bebeğin teyzesi sunar ♡♡♡

Çareyi bul bana getir

Ahh Mabel Matiz ahhh başka dünyalar
Ve bir tatil gecesi
Huzurla

31 Temmuz 2017 Pazartesi

Muazzam!



'' Ben ona dedim ki
suyun üç hali var
dördüncüsü sensin.
taşların saltanatında
bir gönül iklimiyim
ağzımda esensin.
rüzgârla yaprağın aşkı
neyse dört mevsim
öyle süreceksin.
eşiğinde duracağım
yıpranmış ve kirli
kirpiğinle sileceksin.
insan adım atmazsa
gidemez ki iyiliğe
hüznümü düzeltensin
benim geldiğim geçmiş
çok açık bir yazıdır
parmağınla okuyansın.
zamanı saymayı
yeniden öğreniyorum
ibresin çekisin yelkovansın.
kalbim
uzun menzilim benim
yolumu karşılayansın.
ben ona dedim ki
bütün kuşlar tünedi
göğsümdeki tek kanatsın. ''

Şükrü Erbaş

Indian Summer (1972) dir. Valerio Zurlini

26 Temmuz 2017 Çarşamba

Gül bebek !!!

Teyze sıfatıyla başlıyorum taslağa ,
Yine ihmal etmişim sayfamı , su sıralar kombine sözlerim idare etmek istemiyorum, direniyorum , ah unuttum!!!
Evde bambaşka bir dünya,
ve bir melek
Sen hep gül teyzem...

17 Mart 2017 Cuma

Ceylan Ertem ❤️

Edirne'ye geldi gidemedim ya çok yazık bana 🤔 icime uhte oldu ah nasıl güzel ses nasıl görüyorsun başka dünyalara
Keyifle dinleyin olur mu ?

11 Şubat 2017 Cumartesi

Mendilimde kan sesleri


Her yere yetişilir
Hiçbir şeye geç kalınmaz ama
Çocuğum beni bağışla
Ahmet Abi sen de bağışla
Boynu bükük duruyorsam eğer
İçimden öyle geldiği için değil
Ama hiç değil
Ah güzel Ahmet abim benim
İnsan yaşadığı yere benzer
O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer
Suyunda yüzen balığa
Toprağını iten çiçeğe
Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine
Konyanın beyaz
Antebin kırmızı düzlüğüne benzer
Göğüne benzer ki gözyaşları mavidir
Denize benzer ki dalgalıdır bakışları
Evlerine, sokaklarına, köşebaşlarına
Öylesine benzer ki
Ve avlularına
(Bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi)
Ve sözlerine
(Yani bir cep aynası alım-satımına belki)
Ve bir gün birinin adres sormasına benzer
Sorarken sorarken üzünçlü bir görüntüsüne
Camcının cam kesmesine, dülgerin rende tutmasına
Öyle bir cıgara yakımına, birinin gazoz açmasına
Minibüslerine, gecekondularına
Hasretine, yalanına benzer
Anısı işsizliktir
Acısı bilincidir
Bıçağı gözyaşlarıdır kurumakta olan
Gülemiyorsun ya, gülmek
Bir halk gülüyorsa gülmektir
Ne kadar benziyoruz Türkiye'ye Ahmet Abi.
Bir güzel kadeh tutuşun vardı eskiden
Dirseğin iskemleye dayalı
-- Bir vakitler gökyüzüne dayalı, derdim ben --
Cıgara paketinde yazılar resimler
Resimler: cezaevleri
Resimler: özlem
Resimler: eskidenberi
Ve bir kaşın yukarı kalkık
Sevmen acele
Dostluğun çabuk
Bakıyorum da simdi
O kadeh bir küfür gibi duruyor elinde.
Ve zaman dediğimiz nedir ki Ahmet Abi
Biz eskiden seninle
İstasyonları dolaşırdık bir bir
O zamanlar Malatya kokardı istasyonlar
Nazilli kokardı
Ve yağmurdan ıslandıkça Edirne postası
Kıl gibi ince İstanbul yağmurunun altında
Esmer bir kadın sevmiş gibi olurdun sen
Kadının ütülü patiskalardan bir teni
Upuzun boynu
Kirpikleri
Ve sana Ahmet Abi
uzaktan uzaktan domates peynir keserdi sanki
Sofranı kurardı
Elini bir suya koyar gibi kalbinden akana koyardı
Cezaevlerine düşsen cıgaranı getirirdi
Çocuklar doğururdu
Ve o çocukların dünyayı düzeltecek ellerini işlerdi bir dantel gibi
O çocuklar büyüyecek
O çocuklar büyüyecek
O çocuklar...
Bilmezlikten gelme Ahmet Abi
Umudu dürt
Umutsuzluğu yatıştır
Diyeceğim şu ki
Yok olan bir şeylere benzerdi o zaman trenler
Oysa o kadar kullanışlı ki şimdi
Hayalsiz yaşıyoruz nerdeyse
Çocuklar, kadınlar, erkekler
Trenler tıklım tıklım
Trenler cepheye giden trenler gibi
İşçiler
Almanya yolcusu işçiler
Kadınlar
Kimi yolcu, kimi gurbet bekçisi
Ellerinde bavullar, fileler
Kolonyalar, su şişeleri, paketler
Onlar ki, hepsi
Bir tutsak ağaç gibi yanlış yerlere büyüyenler
Ah güzel Ahmet Abim benim
Gördün mü bak
Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
Ve dağılmış pazar yerlerine memleket
Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
Gelse de
Öyle sürekli değil
Bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
O kadar çabuk
O kadar kısa
İşte o kadar.
Ahmet Abi, güzelim, bir mendil niye kanar
Diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar
Mendilimde kan sesleri.
         
                    Edip CANSEVER

29 Ocak 2017 Pazar

Bu kalp bir kör kuyu düştükçe batıyor her insan

Bakarken yuzumde duruyor elveda,sevemedim vedalari ...
Pera yazmis yine 😇
 Anlamak zor geliyor bazen



İçimde ki korkuyu söküp al alabiliyor san

Sayacı durdurdum geri sayiyorum :)

Otuza bir yıl kalmış ,takıldım net yaş olayına 😀 ben yirmidokuzda sayacı durdurup geri sayiyorum .Diğerlerinden farklı bu her geri sayılan yaşta üç sene kalacağım . Misal önümüzde ki üç sene yirmisekiz yaşındayım 😋 
He bide her sene olduğu gibi bu senede hastayım maalesef 
Gelecek seneki yirmisekizde görüşürüz umarım blogum 
Sevgiler 

7 Ocak 2017 Cumartesi

Her ne haldeyseniz müzik dinleyin olur mu?

Kar yağarken yada dökülürken sonbahar yapraklari ... İdeolojilerden, siyasetten kandan dirilisten uzak . Koşarken yada duserken ,mutlu yada huzursuzken her ne haliniz varsa dinleyin ... İnanın çok iyi gelecek

1 Ocak 2017 Pazar

Tam olarak 2017 gelişi

ekmek şarap sen ve ben
bir de sabahın dördü
dışarda kar
odamız ılık
gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe
anlattın bana ağzı sarımsak kokan bir oğlanla yattığını
aşkı tattığını, karım dediğini ve aldattığını
kıskandım Gogen’i Tahitilim
terlemiş vücudunu silerken
cüzzam mikrobunu ve yaktığı kulübesini
saçların bağlamıştı ellerimi muz kokulum
güneşi doğurmuştu ölü cisim
martı çığlıklarıyla bir sahil kayalığında
nefesin vücudumu yakıyordu yer yer
sam yelim sahra-i kebirim
kahrettim her şeye o gün
babanın şarap çanağına,
Gogen’e,
kadere,
sana,
bana,
bir de gittiğin arabanın tekerine
ne diyordum arkadaş…
diyordum ki ben bu zıkkımı içmek için içerim
ama içerken düşünmem neden içiyorum diye
daha sonra yaparım hayatın felsefesini
sırayla olurum Fatih, Selim, Kanuni
bazen kadın hamamında tellak…
bazen Christoph Colomb
Napolyon’ken düşünürüm Elbe’de geçen günleri
Timur’ken Beyazıt’ı yenişimi…
bir kere Aristo’nun hocası olmuştum
ona verdiğim dersle gurur duymuştum
bazen Jan Dark’ı kurtarmak için çalışan bir kahraman
bazen odunun ateşleyen bir cellat olurum
eğer daha da içersem
Shakespare halt etmiş derim karşımda
salyalı dudaklarımdan yayık sesimi dinlerim de
işte Mozart’ın aradığı melodi bu diye gülerim
enayiymiş be Platon…
bir içsin de görsün…
ne felsefesi varmış bu hayatın
anlasın geçmişi kınalı dünyanın kaç bucak olduğunu
ıslak kaldırımlarda yürürken acırım
önde yalpa vuran sarhoşun zavallı haline
ukalalık işte derim neme lazım senin
kendine bak; sende bir serserisin bir sarhoş…
ve yavaş yavaş kaybolur acı kahkalarım
şehrin izbe sokaklarında
yavaş yavaş kaybolur benliğim…
Ihsan Yüce